Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören anayasa değişikliğinin ardından gözler yeni seçim sistemine çevrildi. AK Parti’de 12 kişiden oluşan bir heyet yeni seçim kanunu üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Çalışılan sistemler içinde en dikkat çekici olanı “daraltılmış tercihli sistem.” Türkiye’de en son 1991 seçimlerinde uygulanan daraltılmış tercihli sisteme göre, siyasi partiler, her seçim bölgesi için milletvekili sayısının iki katı aday gösteriyor. Oy pusulalarında her partinin o seçim bölgesindeki milletvekili adaylarının isimleri yer alıyor. Vatandaş oy kullanırken, önce partiyi tercih ediyor ardından da kimi milletvekili görmek istiyorsa onu işaretliyor.
YENİ SİSTEMLE 2019'A
16 Nisan referandumu ile kabul edilen Anayasa'ya göre, Türkiye parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçti. 2019’da yeni sistemle ilk kez seçime gidilecek. Anayasa değişikliği nedeniyle uyum yasaları adı altında çokça kanunda değişiklikler yapılacak. Değişiklik yapılacak kanunlar arasında Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu da yer alıyor. AK Parti’de 12 kişiden oluşan bir ekip, Seçim Kanunu üzerinde çalışmalar yürütüyor. Hem seçim barajı hem de seçim sistemi üzerinde kapsamlı çalışmalar yapan AK Parti’deki ekip, yeni döneme en uygun seçim sistemi için bütün seçenekleri masaya yatırmış durumda.
ÖNEMLİ OLAN MİLLETİN SIRALAMASI
Üzerinde çalışılan seçim sistemleri arasında “daraltılmış tercihli sistem” de yer alıyor. Daraltılmış tercihli seçim sistemine göre, seçim bölgeleri sayısı arttırılacak, 6’dan fazla milletvekili çıkaran illerde birden çok seçim bölgesi oluşturulacak. Siyasi partiler, her bir seçim bölgesi için milaletvekili sayısının iki katı aday gösterecek. Partiler, Yüksek Seçim Kurulu’na verdikleri listelerde sıralama yapacak. Ancak, seçmen tercihi ile sıralamayı değiştirebilecek. Daraltılmış tercihli sisteme göre, esas olan sıralama değil seçmenin tercihi olacak. Her seçmen sadece bir milletvekiline oy verebilecek.
KİMSENİN YERİ GARANTİ DEĞİL HERKES ÇALIŞACAK
Mevcut seçim sistemine göre liste başı olan adayların seçilmesi neredeyse garanti iken, listenin ortalarına ve sonlarına doğru seçilme ihtimali giderek azalıyor. Listenin ilk sırasında yer alan aday “nasılsa seçileceğim” anlayışıyla rehavet gösterirken, listede ön sıralarda “nasılsa seçilemeyeceğim” diyerek seçim çalışmalarına katkıda bulunmuyor. Seçimde bütün yük orta sıralardaki adaylara kalıyor. Daraltılmış tercihli sistemde ise sıralama kimseye seçilme garantisi sağlamıyor. Listenin neresinde olunursa olunsun, kim daha fazla çalışır ve halkın tercihini elde ederse o seçilmiş olacak. Yani bütün adaylar eşit şartlarda yarışacak.