HABER 41 | Kocaeli Güncel Son Dakika Haberler

Donanma Komutanlığı'ndaki Darbe Girişimi Davası

KOCAELİ

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari, 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi - Müşteki eski Donanma Komutanı Oramiral Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül: - "Gemi komutanı Öztürk, Ebubekir'i (Kösele'nin koruma astsubayı) kapının önünden çekilmeye ikna etmemi istedi. Bana mesajı göstererek, 'Veysel Kösele artık donanma komutanı değil, artık onu korumak zorunda değilsiniz.' dedi"

 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık adına avukat Halit Çokan da hazır bulundu. Gebze Belediyesi meclis üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de duruşmayı izledi.

Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Gemisi'nde etkisiz hale getirilerek, kamaraya kapatılan eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül, duruşmada müşteki olarak dinlendi.

Şu anda TCG Barbaros gemisinde başçavuş olarak görev yapan Gül, 15 Temmuz günü Kösele'nin oğlunun düğün hazırlıkları için Fenerbahçe Orduevi'nde olduklarını, çalışmaların ardından odalarına çekildiklerini belirterek, 22.30 sıralarında Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın kendisini arayarak acil bir konu hakkında Kösele'yle görüşmesi gerektiğini söylediğini anlattı.

Payal'ın talebini iletmek için Donanma Komutanı Kösele'nin odasına gittiğini ve Kösele'nin burada Payal ile telefonda görüştüğünü dile getiren Gül, daha sonra Kösele'nin koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü de yanlarına alarak orduevinden ayrılıp, yelken kulübüne gittiklerini söyledi.

Gül, yelken kulübünden temin ettikleri Kınalıada açıklarındaki TCG Yavuz Gemisi'ne intikal ettiklerini aktararak, doğruca, kendilerini karşılayan Komodor Levent Kerim Uça'nın kamarasına gittiklerini kaydetti.

Donanma Komutanı Kösele'nin kendisine üniforma bulma talimatı vermesi üzerine, Ebubekir Öztürk'e kapının önünden ayrılmamasını söyleyerek kamaradan ayrıldığını anlatan Gül, "Bir alt güvertede olan salona girerek komutanın ölçülerini verdim. Kıyafetlerin tamamlanmasını beklerken 15-20 dakika sonra bağırma sesi duyunca yerimden fırladım. Ebubekir'in birisiyle boğuştuğunu ve boğuştuğu kişinin elinde silah olduğunu gördüm. 1-1,5 dakika boğuşma oldu." diye konuştu.

- "Korumayı vurun, kafalarına vurun"

Müşteki Gül, ellerinden almaya çalıştığı sırada silahın bir el patladığını belirterek, "Patlamanın şokuyla dağıldık. Bu sırada yere düşen silahıma Meftun Metin el koydu. Ebubekir kendi silahını çekerek gemi komutanına doğrulttu ve tekrar boğuşmaya başladık. Boğuşmaya Meftun Metin de müdahil oldu. Gemi komutanı 'Korumayı vurun, kafalarına vurun.' diye direktifler veriyordu. 1,5 dakika sonra silah tekrar patladı. Ebubekir'in silahını aldılar ve silahsız kaldık. Sezayi Öztürk, Meftun Metin ve bir üsteğmen kapının önünden çekilmemizi ve içeri gireceklerini söylediler. Biz de buna müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Gemi Komutanı Öztürk, ayaklarımıza ve göğsümüze silah doğrulttu." ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 10 dakikalık münakaşanın ardından Öztürk'ün kendilerini kapının önünden alamayacağını anladığını kaydeden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kelepçe takmayı kabul edersek bizi orada bırakabileceğini söyledi. Biz de kabul ettik. Öztürk, plastik kelepçe getirmelerini emretti. Rıfat Karataş astsubay kelepçe getirerek Ebubekir'i demir bir aksama bağladılar. Ben de Ebubekir'in kamaranın önünden ayrılmayacağı koşuluyla aşağı inmeyi kabul ettim. Beni subay salonuna götürdüler ve Fatih Dalkıran'ı yanıma nöbetçi bıraktılar. Yaklaşık yarım saat sonra gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk beni köprü üstüne çağırttı. Dalkıran eşliğinde köprü üstüne çıktım. Gemi komutanı Öztürk, Ebubekir'i kapının önünden çekilmeye ikna etmemi istedi. Bana mesajı göstererek, 'Veysel Kösele artık donanma komutanı değil, artık onu korumak zorunda değilsiniz.' dedi. Ben de bunu kabul etmediğimi söyledim. Sonra X-Band uydu telefonundan TCG Büyükada Komutanı Hamdi Toker'le konuştu. Konuşmanın ardından 'Geminin toplarını doldurun.' dedi ve sonra bana dönerek bu astsubayı kamaraya kilitleyin.' dedi. Sabaha kadar kamarada kilitli kaldım."

- "Gemi komutanı sabah yanına gittiğimde kibar davrandı"

Müşteki Gül, sabah saat 07.00 civarında köprü üstünü arayarak gemi komutanıyla görüşmek istediğini söylediğini ve kendisini köprü üstüne çıkardıklarını anlatarak, "Sezayi Özgür Öztürk'e komutanımız Veysel Kösele'ye kahvaltı vermemiz gerektiğini söyledim. Daha kibar davrandı, bu tepkisinden olayın yatıştırıldığını anladım. Ebubekir'in kapının önünden çekilmesi şartıyla kabul etti. Benim nezaretimde hazırlanan bir kahvaltı tepsisiyle Kösele'nin olduğu kamaraya gittim. Daha sonra kamaranın önüne geldim ve durumu Ebubekir'e anlattım. Ebubekir'i oradan ayrılınca içeri girdim. Donanma komutanımız Veysel Kösele kahvaltı istemediğini söyledi, bunun üzerine ayrıldım ve tekrar kapıyı kilitlediler. Daha sonra Ebubekir ile beni aynı kamaraya kilitlediler. Yaklaşık bir saat sonra Gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk, gemi anons sisteminden 'Görevimiz sona erdi, Genel Kurmay'dan aldığımız emri başarıyla yerine getirdik. Gölcük'e dönüş yapıyoruz.' dedi." şeklinde konuştu.

Daha sonra birinin kilitli oldukları kamaranın kapısını açarak her şeyin normale döndüğünü söylemesi üzerine hızlıca Donanma Komutanı'nın yanına gittiklerini aktaran Gül, "O sırada Sezayi Özgür Öztürk kamaradan çıkıyordu. Donanma Komutanımız arkasından azarlıyordu. İçeri girip, kapıyı kilitledik. O şekilde Gölcük'e intikal ettik." dedi.

Gül, beyanlarının ardından sorularını yöneltmeleri için sanık ve avukatlara söz verildi. Başbakanlık avukatı Halit Çokan, sorulara itiraz ederek, sanıkların doğrudan somut bilgi edinmeye değil, yoruma dayalı sorular yönelterek yargılamayı yavaşlatmaya çalıştıklarını söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Sevimli, Çokan'ın görüşüne katıldığını ve bu konuda dün kendisinin de uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, sanıkları somut, doğrudan bilgi ve görgüye dayalı sorular sormaları konusunda uyardı.

Daha sonra, darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan eski Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın, dinlenmesine geçildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.