Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyada bir telefon markasının yeni modeli için saatlerce sıra bekleyen var. Bize göre buradaki asıl mesele teknolojiyi nasıl anladığımız. Bir dönem dünyanın en münbit ilim irfan merkezlerine ev sahipliği yapmış bir ülke olarak bizim yenilikle bir sorunumuz olamaz. İlim Çin'de de olsa alınız diyen bir Peygamberin ümmeti olarak bizler modern tabirle teknofobik insanlar değiliz. Teknolojinin ne için kullanıldığına insan hayatındaki yerine bakarız. Bize göre teknolojinin önemi dünyanın yok olması için kullanılmıyor olmasıdır. Müslümanların kitle imha silahlarının üretimine öncülük etmemesi geri kalmışlık olamaz. Bizim asıl karşı olmamız gereken atom bombasının kendisi kadar, onu ortaya çıkaran, masum insanlar üzerinde kullanmayı meşru gören zihniyettir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Konuşmasına Şu Şekilde Devam Etti:
"BU BİR ZİHNİ BAĞIMLILIKTIR"
Bugün nükleer başlıkları veya nükleer silahları yasaklama anlayışını savunan zihniyetlere baktığınız zaman bakıyorsunuz bir tanesinde 15 bin 16 bin nükleer başlık var. Bir diğerinde 12 bin 500 nükleer başlık var. Bir diğerine bakıyorsunuz 7 bin 500 nükleer başlık var. Sayı felaket. İstediğin anda istediğin yerde bunu kullanma hakkına sen sahip olacaksın. Ama öbür tarafta diğerlerine diyeceksin, 'Sen yapamazsın.' Hemen parmak sallamaya başlıyorlar. İşte sıkıntı burada. Buna da ben, bir isim koyayım. Bu da bir zihni bağımlılıktır. Teknolojinin insan hayatını kolaylaştıran bir araç olmaktan çıkıp hayatın gayesine dönüşmesine izin veremeyiz. Son yıllarda baş döndürücü bir şekilde ilerleyen teknolojinin bizi böyle bir tehlike ile yüz yüze bıraktığını görüyoruz. Teknoloji bağımlılığı gibi yeni hastalıkların ortaya çıkmasının temel sebebi budur.
"İSTİKBALİMİZ TEHDİT ALTINDADIR"
Asıl tehlike, cep telefonuyla öz çekim yaparken düşen kaza yapan sakatlanan insanlara dair haberleri kimi zaman tebessüm ederek kimi zaman yüreğimiz parçalanarak izliyoruz. Araç kullanırken dahi gözlerini telefondan ayırmayan milyonlarca insanlar olduğunu biliyoruz. Mekke'de Beytullah'ta Medine'de dahi insanlar telefonları ile vakit geçiriyor. Teknoloji maalesef bizi giderek hayattan koparıyor. bu kötü gidişi elbette eli kolu bağlı izleyemeyiz. Sadece bugünümüz değil asıl istikbalimiz tehdit altındadır. Türkiye olarak bu konuda diğer ülkelere nazaran daha iyi bir durumda olduğumuzu söyleyebiliriz.
"EVDE TORUNLARIMLA YAŞIYORUM..."
Her gün akşam evlerden dedelerin ninelerin annelerin bir araya geldiği o büyük aile dönemleri maalesef mazi oldu. Hasretle özlüyoruz ama geçti. Zamanı geri döndüremeyeceğimize göre gelecek için yapabileceklerimizin yollarını aramalıyız. Evlatlarımızla empati kuramazsak sorunlarının çözümü için doğru yöntemlerde bulamayız. Çocukları teknolojiden uzak tutmak yerine bilinçli kullanmanın eğitimini vermeyiz. Anne ve babanın televizyon başından ayrılmadığı bir evde çocuğa uzak durmak anlamsızdır. Evde torunlarımla yaşıyorum, bakıyorsunuz sabah anneanne tabletini bana versene diyor. Bir iki izin vermiyorsun sonra veriyorsun. Gerçek dünya ile sanal dünyayı ayıramayan çocukların zihinleri teknolojinin zararlı etkilerine daha açık.