Unvanını hak eden makamını ihya edip mevkiye değer katar!
Vatanı sevmek lafla olmaz. Önemli olan vatana yararı dokunacak, kalıcı işler yapmaktır. İşini savsaklayan, “bugün git yarın gel” diyen vatana hiçbir hayrı olmayan birinin vatanımı çok seviyorum demesi, hiç de inandırıcı gelmiyor bana. Mustafa Kemal Atatürk'ün belirttiği gibi bir insan gerçekten vatanını çok seviyorsa, işini de en iyi biçimde yapar. Zaten vatanı sevmek, görevimizi en iyi şekilde yapmayı ifade eder. Bana göre görev bilinci içinde çalışan, elinden geleni herkes için yaparak vatandaşını üzmeyen biri, vatanı en çok seven, görevini en iyi yapan kişi demektir.
Görevini icra ederken konum gereği masabaşında oturanlar ayakta işi için dikilen vatandaşın işini çözmek için konum itibariyle masabaşında oturup maaş aldığını unutmaması gerekir.
İşini mükemmel yapmak kadar güler yüzlü olup alçak gönüllü olmak da elbette önemlidir.
Necip Fazıl’ın, dediği gibi "Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.
Rabbim karşımıza her zaman alçak gönüllü insanlar çıkarsın.
Mesleğin ne olursa olsun her zaman mütevazı olmalısınız, ulaşılmaz olmamalısınız, kendinizi vazgeçilmez zannetmemelisin. Unutmayın ki “mezarlıklar kendini vazgeçilmez” zannedenlerle doludur. Makamlar insanları yüceltmek için değil, insanlar makamları yüceltmek için çalışmalıdır. Makamlar kalıcı, insanlar ise gelip geçicidir. Dikkat edin masa sandalyeler aynı oturanlar ya geceden, ya da süresi bittiğinde değişir. Ey makam ve mevkii görünce “şımaranlar” nedir bu havalar? Kendinize gelin. Bırakın makam sarhoşluğunu koltuk kavgasını önce hizmet edin! Önceliğiniz makamlarda yükselme mücadelesi olmasın... Hedefiniz kalıcı hizmetler bırakmak olsun… Bunun için koşun koşturun… Sosyal medyada beğeniler olsun amma velâkin gönüllerde hep var olun…
Bir gün Hazret-i Şems´i, konuşup nasihat etmesi için bir meclise davet etmişler. Meclise girer girmez herhangi bir yere oturunca kendisini başköşeye davet edenlere de şu cevabı vermiş;
-Adam, adamsa oturduğu her yer köşe olur ona!
-Adam, adam değilse, köşe bile eşik olur ona!
İşini yaparken burnundan kıl aldırmayan kuralcılara dikkat edin, sana kural uygulayan bir başkası gelince neredeyse enseye tokat attırabiliyorlar. Kişiye göre mavi boncuk, nabza göre şerbet vermemek gerekir. İşini seven ayrım yapmadan herkese elinden geldiğince yardımcı olandır.
Şuraya güzel bir FABL bırakıyorum. Ben her okuduğumda ya da hatırladığımda çok gülüyorum. Aslında ağlanacak halimize gülüyorum. Bakalım sizin tepkiniz nasıl olacak? Ormanda başıboş gezen Tilkiye sormuşlar; “ Seni tavuk çiftliğine müdür yapalım, ne kadar maaş istersin? Teklifi duyunca kulaklarına inanamayan Tilki pis pis sırıtarak “ PARA PUL istemem, ben DAVA ADAMIYIM” demiş…
Bizim en büyük servetimiz sağlıktır...
Gerisi boş…
Kalın sağlıcakla.