SAKARYA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Avrupa’daki bir takım ideolojik kitapların İslam'ın ilk kaynakları gibi, temel dini bilgiler gibi tercüme edildiğine dikkati çekerek, "Eğer İslam'ın her mübtedisi o kitaplarla beslendiyse bugün Avrupa'da geldiğimiz noktalardan bir tanesi bu kitaplar olsa gerektir." dedi.
Görmez, Sakarya'nın Sapanca ilçesinde bir otelde düzenlenen, "Dini Yayıncılıkta Çeviri Faaliyetleri ve Yeni Perspektifler" konulu 2. Yabancı Dil ve Lehçelerde Dini Yayınlar Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünün Türkiye'de ve Diyanet İşleri Başkanlığında yayıncılık alanında uzun süredir yeni bir perspektif sunduğunu ve açılım yaptığını söyledi.
Türkiye'de dini yayıncılığa Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünün rehberlik yapmaya başlamasının her türlü takdiri hak ettiğini vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:
"Biz İslam dünyası olarak iki alanda eksiklerimizi telafi etmeden üçüncü, dördüncü dalgalara maruz kaldık. Eksik kaldığımız birinci husus kendi tarihi, ilmi, kültürel mirasımızı bu asra taşıyamadık. Kendi tarihi, ilmi mirasımızı güncelleyerek bu güne taşıyamadık. Bu bizim büyük bir eksikliğimiz. Eksikliğimiz olmaya devam ediyor. Türkiye'de Süleymaniye Kütüphanesi dünyanın en önemli yazma eserlerine ev sahipliği yapıyor ama biz bu kütüphanede tek nüshası olan eserlerin 50'sini 60'ını dahi tahkik edebilme imkanına kavuşmuş değiliz. Dünyanın her tarafında çok büyük bir miras var. Biz bu mirası güncelleyerek bugünkü nesillere taşıyamadık." diye konuştu.
Son yıllarda dünyada büyük gelişmeler yaşandığını, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kazakça, Kırgızca, Türkmence, Çerkezce, Çeçence gibi yüzlerce lisanın ortaya çıkmaya başladığını hatırlatan Görmez, bu dillerin her birinin İslami ıstılahtan yüz, iki yüz yıl yoksun kaldığını aktardı.
- "Bugün çok daha büyük mesafeler alırdık"
İslam medeniyetinin temel kaynaklarının bazılarının, yavaş yavaş bu dillere tercüme edilmeye başlandığını ifade eden Görmez, "Türk Cumhuriyetlerinde, Kafkasya’da gönül isterdi ki biz bu toplantıları Sovyetler Birliği dağıldıktan bir sene sonra yapmaya başlasaydık, 'Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Rusça, ne tür İslami yayınlara kimler nasıl ihtiyaç duyacak' bunları tespit edebilseydik, tercümelere o zaman başlayabilseydik bugün çok daha büyük mesafeler alırdık." görüşünü dile getirdi.
"Dijital ortamda İslam ile ilgili yanlış bilgilerin hacmi, doğru bilgilerden daha fazla. Asıl bunun üzerinde durmamız gerekiyor." diyen Başkan Görmez, gençlerin özenle bastırılan kitabı okumak yerine, dijital mecralara bakarak bilgi edindiğini, önemli maddelerin arasına giren İslami bilginin tüm genetiğini değiştiren ifadeler gördüğünü belirtti.
Prof. Dr. Görmüz, Avrupa'da 25-30 milyon Müslüman yaşadığını ve bunların sadece 4-5 milyonunun Türkiye'den gittiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Avrupa Müslümanlarının ilmi hayatlarını besleyecek kaynaklar, bugünün Avrupası için ciddi bir sorun olmuştur. Avrupa’da, bizim dahi okuyamayacağımız bir takım ideolojik kitaplar, İslam'ın ilk kaynakları gibi, temel dini bilgiler gibi tercüme edilmiş. Eğer İslam'ın her mübtedisi o kitaplarla beslendiyse bugün Avrupa'da geldiğimiz noktalardan bir tanesi bu kitaplar olsa gerektir. O kitaplar, batı dünyasında Müslümanlara veya Müslüman olacakların eline ilk verilecek kitaplar değildir."
Afrika'da 20-30 yıl kalan sömürge devletlerinin o bölgede dil bırakmadığını, buna rağmen şimdi her milletin kendi diline yeniden dönmeye çalıştığını anlatan Görmez, bütün bu dillerin İslam ile buluşturulmasının Müslümanların önünde önemli bir sorun olarak durduğuna dikkati çekti.
Görmez, konuşmasının ardından farklı dillerde yayınlanan dini kitapların sergilendiği stantları gezdi.
Yarın sona erecek çalıştayda "Yabancı Dillerden Türkçe'ye Çeviri", "Türkiye'nin Dini-İlmi Birikimini Dünyaya Açmada Çevirinin Rolü", "İslamofobi’ye Yönelik Çeviri Faaliyetleri", "Ulusal ve Uluslararası Yayınevleri ile İşbirliği", "Dijital Yayıncılık Alanında Çeviri Hizmetleri" gibi farklı başlıklar ele alınacak.