Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kartepe Zirvesi’nin ikinci gününde “15 Temmuz Sonrası Uluslararası Sistem” başlıklı konferansta bildiri sunan akademisyenler, darbe girişimi sonrası uluslararası arenadan gelen tepkileri dinleyicileriyle paylaştı. Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Ateş’in moderatörlüğünü üstelendiği oturumda Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Kaya Dülger, 15 Temmuz darbe girişiminin öncesi ve sonrasında Türkiye-Avrupa Birliği arasında yaşanan tartışmaları dinleyiciyle paylaştı.
AB, DARBE GİRİŞİMİNİ GEÇ SAATLERDE ZAYIF ŞEKİLDE KINANDI
Erol Olçok Konferans Salonu’nda gerçekleşen oturumda Doç. Dr. İrfan Kaya Dülger ve Çağla Özdemir, “15 Temmuz Darbe Girişiminin Ardından Türkiye-AB İlişkileri” başlıklı sunum yaptı. İrfan Kaya Dülger, Türkiye-AB ilişkilerinin 15 Temmuz öncesi hukuken devam ettiğini ancak fiilen durduğunu belirtti. Dülger, “Avrupa Birliği, 15 Temmuz’da Mısır’da olduğu gibi darbe girişiminin ilk saatlerinde taraflara şiddetten uzak durmalarını telkin etti. Aynı tavrı ABD de sergiledi. AB, darbe girişimini geç saatlerde zayıf şekilde kınandı” dedi.
AVRUPA SÖZCÜLERİ DARBE KARŞISINDA SESSİZ KALDI
İrfan Kaya Dülger, “Avrupa sözcüleri darbe karşısında sessiz kalırken iki ay boyunca Avrupalı hiçbir politikacı Türkiye’yi ziyaret etmedi. Darbeden sonra ilan edilen OHAL, Avrupa tarafından eleştirildi. AB, darbeden sonra PKK’ya göz yumarak Avrupa’da yaptığı faaliyetleri görmezlikten geldi. Darbe sonrası idam tartışmalarına müdahil olup, idamın getirilmesi halinde müzakerelerin kesileceği ilan etti” şeklinde konuştu.
AB’YE TAM ÜYELİĞİN CAZİBESİ KALMADI
Dülger, konuşmasının devamında, “Avrupa Komisyonu, Türkiye ile yaşanan gerilim sonrası müzakereleri askıya aldı. Türkiye-Avrupa ilişkilerinde üç yol var. İlk yol AB’nin Türkiye’yi birliğe almaması bu kolay alınabilecek bir karar olarak görünmemekte. İkinci yol Türkiye’nin AB’den ayrılması, bu da pek mümkün değil. Son yol AB ile yaşanan tüm sıkıntılara rağmen yeniden tanımlanacak ortaklık yapısıyla yola devam edilebilir. Bu tanımlama tam üyelik dışında güçlendirilmiş ortaklıktır. Buna örnek olarak Norveç modeli sunulabilir. AB’ye tam üyeliğin cazibesi kalmadı. AB, 1,5 milyon mülteci alırken, Türkiye tek başına 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapmakta” dedi
YABANCI ÖĞRENCİLER TÜRKİYE’Yİ KENDİ EVLERİ OLARAK GÖRMEKTE
Oturumun moderatörlüğünü de yapan Prof. Dr. Hamza Ateş, Yunus Çolak ile birlikte “Yabancı Öğrenciler Gözünden 15 Temmuz” başlıklı bildirisini sundu. Yunus Çetin’in yaptığı sunumda Türkiye’de yaklaşık olarak 103 bin yabancı öğrencinin eğitim gördüğü bilgisi paylaşıldı. Yunus Çetin, “Üniversitede eğitim gören yabancı öğrencilerden 16 bini Türkiye’nin verdiği burslarla eğitim almakta. Eğitim gören öğrenciler arasında yapılan saha çalışmasında öğrencilerin 15 Temmuz darbe girişimine bakışı araştırıldı. Yapılan araştırmada öğrencilerin %93’ü Türkiye’yi kendi evleri olarak görmekte” olduğunu söyledi.