Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası

- FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin, 92 sanığın, haklarında birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Üstem savunma yaptı - Tutuklu sanık Üstem: - "Böyle bir durumla ilk defa karşılaşılması, Genelkurmay Başkanına ulaşamamam, binanın hasar görmesi ve dışarıda eylem yapan kalabalığın olması nedeniyle darbeye karşı durma yönünde eksikliklerimiz olmuş olabilir"

banner96
13 Eylül 2017 Çarşamba 17:54
Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası
banner22

KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 53'ü tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Darbe girişimini organize ettiği ve yönettiği, darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı'ndan CASA tipi bir uçağın hazır olması yönünde Hava Üs Komutanı Tezcan Kızılelma'ya talimat verdiği, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nu usulsüz olarak gözaltına almakla görevlendirilen 6 kişilik timin SG 19 botu ile Donanma Komutanlığı'na gelmelerini sağladığı ve sözde "Yurtta Sulh Konseyi" tarafından sıkı yönetim direktifinde "Sahil Güvenlik Komutanı olarak görevine devam" şeklinde görevlendirmesinin yapıldığı belirlenen tutuklu sanık eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem savunma yaptı.

Üstem, savunmasında, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda ölüm, yaralanma ya da herhangi bir kargaşa yaşanmadığını ve birliklerin kışla dışına çıkmadığını savunarak, Komutanlığın darbeye iştirak etmediğini, gece boyunca birlikleri kontrol altında tuttuklarını öne sürdü.

TBMM'ye en yakın bina olan Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın, Meclis'e atılan bombalardan en çok zarar gören bina olduğunu dile getiren Üstem, "Böyle bir durumla ilk defa karşılaşılması, Genelkurmay Başkanına ulaşamamam, binanın hasar görmesi ve dışarıda eylem yapan kalabalığın olması nedeniyle darbeye karşı durma yönünde eksikliklerimiz olmuş olabilir." diye konuştu.

Üstem, FETÖ/PDY ile hiçbir irtibatı ve ilişkisinin olmadığını, ByLock yüklemediğini iddia ederek, görev yaptığı süre içerisinde FETÖ ile ilgili her ihbar hakkında işlem yaptığını, hiçbirini sümen altı etmediğini savundu.

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanlığı'na yıllık izin yazısı gönderdiğini ve aynı gün akşamı gerektiğinde gelmek üzere birlikten ayrıldığını vurgulayan Üstem, o akşam alışveriş yaparken gelen telefon üzerine karargaha geri döndüğünü anlattı.

Üstem, gece 23.20'de birliğe giriş yaptığını aktararak, "Ben darbeci olsam veya darbeden haberim olsa karargaha gidişim çok daha önce olurdu." dedi.

Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı'ndan CASA tipi bir uçağın hazır olması yönünde Hava Üs Komutanı Tezcan Kızılelma'ya talimat verdiği iddiasına ilişkin Üstem, "Benim böyle bir emir verme yetkim olamaz. Benim böyle bir emrim olmamış ve böyle bir olay vuku bulmamıştır. Uçağın uçuşuna yönelik hazırlığı uçuş ekibinin kendisi yapar. Uçuş izni için benim Kızılelma'yı aramama gerek yoktur. Benim uçağın kalkışıyla ilgili de bir talebim olmamıştır. Dolayısıyla ben Tezcan Kızılelma'yı hiç aramadım." ifadelerini kullandı.

- Sıkıyönetim direktifinde yer alan görevlendirme

Üstem, sıkıyönetim direktifinde "Tümamiral Hakan Üstem'in Sahil Güvenlik Komutanı olarak görevine devam" şeklinde bir ibare olmasının darbeci olarak itham edilmesine neden olduğunu ileri sürerek, "FETÖ davaları kapsamında tutuklu bulunan en yüksek rütbeli komutan benim. Darbecilerin en kıdemlisi ve en yüksek rütbelisi bensem, oramiral veya koramiral rütbesinde bir yere gelmem gerekir. Beni aynı görevde bırakarak bir anlamda tenzili rütbe yapmışlar. Darbeci olsaydım kendime oramiral rütbesinde bir görev seçerdim." şeklinde konuştu.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nu usulsüz olarak gözaltına almakla görevlendirilen 6 kişilik timin SG 19 botu ile Donanma Komutanlığı'na gelmelerini sağladığı iddiasına ilişkin Üstem, şu beyanlarda bulundu:

"Olay akşamı Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu'nun intikali için bir bot ihtiyacı bildirildi. Ben bot talebini Sahil Güvenlik Harekat Başkanı Süleyman Yarayan'a ilettim. Sonrasında botun nereden, nasıl temin edildiğini ve nereye gittiğini bilmiyorum. Ondan sonrasını takip etmedim. Harekat Merkezi'nin sonraki aşamalarda neler yaptığı konusunda benim bilgim yoktur. Bottaki Mahmut Arduç ve ekibinin Deniz Kuvvetleri Komutanı'nı enterne etmek konusunda görevlendirildikleri yönünde bir bilgiye sahip değilim."

Darbe girişimi gecesi telafisi mümkün olmayan bir hata yapmamaya dikkat ettiğini vurgulayan Üstem, kanunsuz veya darbeye destek olacak bir emir vermediğini iddia etti.

Üstem, Sahil Güvenlik uçağı ve SG 19 botunun faaliyetleriyle ilgili darbeci olarak suçlanmasının hukukun temel kurallarına aykırı olduğunu savunarak, beraatini istedi.

Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli'nin "FETÖ'nün varlığından haberdar mısın?" sorusuna Üstem, "Evet, kesinlikle haberdarım. Bugüne kadar da FETÖ'yle ilgili bütün ihbarlar hakkında işlem yaptım." yanıtını verdi.

Üstem'in avukatı Çağatay Kayıran, müvekkilinin aynı suçtan dolayı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava kapsamında yargılandığını, mükerrer olması nedeniyle Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın reddine karar verilmesini talep etti.

banner44
Son Güncelleme: 14.09.2017 10:08
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
banner52