Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Dil Edebiyat Derneği Kocaeli Şubesi tarafından düzenlenen Edebiyat Buluşmaları kapsamında gazeteci-yazar İsmail Kılıçarslan, "Kendi Hikayemin Peşinde" adlı söyleşisiyle KBB Halk Kütüphanesinde okurlarıyla buluştu. Katılımcılara yazarın “Kara Dursun” adlı son kitabı hediye edildi. Söyleşinin sonunda Kılıçarslan, okuyuculara kitaplarını imzaladı.
HİKÂYEME YETENEĞİMİ KEŞFEDEREK BAŞLADIM
‘’Siyasetten hiç anlamam’’ diyen İsmail Kılıçarslan, güncel politikanın insanı çok yıpratan bir yanı olduğunu söyledi. ‘’Ben İslamcı düşünceden gelen bir insanım’’ diyen Kılıçarslan, “İslamcılık büyük siyasetin peşine düşme şansı verir. Bir ilkeler bütününüz vardır. Ben kendi hikâyeme kendi yeteneğimi keşfederek başladım. Şiir, roman ve hikâye denemelerime başladım. Yazarken niçin yazdığınız sorusunu cevaplandıramıyorsunuz ancak ilerleyen yaşlarda buna hakiki cevaplar arıyorsunuz. Ben buna yazamasam ölürdüm cevabını buldum. Daha sonra insanların benim yazdıklarıma ihtiyaçları var, fazına geçtim” dedi.
SANAT BİZİ DAHA İYİ BİR İNSAN YAPMAZ
‘’İnsanların temel ihtiyaçlarının bir ileri seviyesinde sanat vardır’’ diyen Kılıçarslan, sanatın aydınlattığı yürekleri kimse karartamaz sözü üzerine bir makale kaleme alarak sanatla uğraşmanın diğer insanlardan üstünlük kuramayacağını yazdığını söyledi. Kılıçarslan, sözlerini şöyle tamamladı; “Ben şiir yazıyorum, müzik yapamıyorum diye kimseden üstün olmam. Üstünlük sadece iyilerin kötülere ahlaki üstünlüğü ile olur. Sanat bizi olduğumuzdan daha iyi bir insan haline getirmez. Sanat bir aydınlanma ve aydınlatma meselesi de değildir. Elimden gelen başka bir şey olmadığı için yazıyorum. Mesele haline getirmediğim bir şeyi yazamıyorum. Ben sadece kendi hayatımı yazıyorum. Bir şeyi yazabilmem için ya yaşamış olmam ya da yaşamış birinden dinlemem lazım.”
SOKAKTA OLUP BİTENİ YAZIYORUM
“Kötülük nedir bilmemek çok tehlikeli bir durum. Sertlik sürekli aynı kanaldan beslenerek oluyor. Sosyal çevremizi çeşitlendirmeliyiz. İstanbul’a İlahiyat okumaya geldiğim yıllarda Kadıköy Akmar Pasajında kitap satıyordum. Diğerinin acısını anlamaya çalıştım hayatım boyunca. Türkiye’de herkesin kendi mahallesine çekilmesini yaşıyoruz. İnsanı anlamaya çalışıyorum. Sokakta olup biteni çok merak ediyor ve yazılarıma yansıtıyorum. İnsanların hakiki gündemlerini köşe yazılarımda mutlaka yazıyorum.”