KOCAELİ (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "Bugün İslam coğrafyasının tamamında Türkiye, sadece Türkiye'yi temsil etmiyor. Türkiye, bütün İslam dünyası için bir umudu temsil ediyor." dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesince düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu 9. Kocaeli Kitap Fuarı'na katılan Aktay, "15 Temmuz Sonrası İslam Coğrafyası" söyleşisi gerçekleştirdi.
Aktay, burada yaptığı konuşmada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünün, sadece Fetullah Gülen'in Türkiye'de 50 yıldır örgütlediği bir yapının yapmaya çalıştığı bir eylem olmadığını belirterek, bunun bir tarafıyla Türkiye'yi işgal hareketi olduğunu söyledi.
Fetullah Gülen ve örgütünün bu darbe teşebbüsünün aktörleri gibi görünse de kesinlikle onların arkasında çok daha farklı güçlerin olduğunu bugün çok daha net bir biçimde anladıklarını dile getiren Aktay, Gülen'in tek başına hareket eden birisi olmadığını, onun bu eylemine yön veren çok daha kapsamlı bir yapı olduğunu kaydetti.
Aktay, 15 Temmuz sürecinde Fetullah Gülen ve örgütünün hesaplarının yanında, Türkiye ile ilgili daha kapsamlı hesaplar gözeten başka yapılar da olduğuna dikkati çekerek, 15 Temmuz'un ne olduğunu anlamak isteyenlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık döneminde Davos'taki "one minute" restine bakmaları gerektiğini kaydetti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay, Avrupa'da yıllarca "İslam ve demokrasi birbiriyle bağdaşır mı?" diye bir sürü terane okuduklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Tarihten nasibi olmayan, insanlığın evrensel değerlerini hiç tanımayan insanların İslam'ı yargılama cüretkarlığının ürettiği söylemler bunlar. Sandık ki İslam dünyasında demokrasi geliştiği zaman Avrupalılar büyük bir sevinç ile karşılayacak. İslam içerisinden demokratik modellerin çıkmasını teşvik edecekler sandık. Türkiye, muhafazakar demokrat bir partinin öncülüğünde İslam ve demokrasiyi bağdaştıran bir model ortaya koyduğu zaman buna sevindikleri yönünde bir intiba edindik. Bu intibanın nasıl bir kıskançlık içeriyor olduğunu zamanla anladık. Çok da hoşnut kalmamışlar. Türkiye'nin İslam ve demokrasiyi bir arada götürebilen başarılı bir model olarak ortaya çıkmasını çok da hoş karşılamadılar. Asıl niyetlerini aslında Arap Baharı yaşanırken çok daha net bir biçimde gösterdiler."
- "İslam dünyası, dünyanın her tarafıdır"
Mısır tarihinde ilk defa demokratik seçimlerle devlet başkanı olan Mursi'nin halk ayaklanması görüntüsü verilerek görevden alındığını anlatan Aktay, "Eğer durduramamış olsaydılar Mısır bugün son derece güçlü bir ülke olacaktı, kendi demokrasisiyle Türkiye ile gayet güçlü bir ittifak kurmuş olacaktı. Eğer Mısır durdurulmamış olsaydı Suriye'de halk bugün iktidarı yeniden eline geçirmiş olacaktı." diye konuştu.
Aktay, Türkiye'nin de Gezi olayları ile durdurulmak istendiğini ama durdurulamadığını kaydetti.
Bugün, "İslam dünyası" diye bir dünyanın, ne yazık ki arzu edilen, hayal edilen şekilde olmadığını dile getiren Aktay, bugün İslam dünyası adına hareket eden bir siyasi birliğin olmadığını ama bu arayışın olduğunu, bunun da bir ihtimal olarak Türkiye'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte yeniden teşekkül etmeye başladığını anlattı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün İslam coğrafyasının tamamında Türkiye, sadece Türkiye'yi temsil etmiyor. Türkiye, bütün İslam dünyası için bir umudu temsil ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız "one minute" restini çektiği andan itibaren bütün Müslümanların dikkatini çekti, bütün İslam dünyasının dikkatini çekti. Bütün İslam dünyası 'İşte aradığımız lider' demeye başladı. Çünkü İslam dünyası, etrafında toplanacağı bir lider arıyor çünkü böyle bir boşluk var, böyle bir ihtiyaç var."
Aktay, İslam dünyasının bir sınırı olmadığını ifade ederek, "İslam dünyası, dünyanın her tarafıdır. İslami kimliği ifade ederken doğu batı karşıtlığı üzerinden kurmanın çok doğru olmadığını düşünüyoruz. Müslüman için dünyanın tamamı Müslüman coğrafyasıdır. İslam, bugün Avrupa'nın en ücra köşelerine kadar yayılmış bir dindir. İslam coğrafyasını, Orta Doğu'ya mahsur kalmış, hele hele Arap coğrafyasına mahsur kalmış olduğunu görmüyoruz. İslam eninde sonunda bütün dünyaya Allah'ın rahmetini ve merhametini götürmek üzere davete sahip bir dindir. İslam, Allah'ın rahmetini temsil eder. Evrensel değerleri temsil eden tek dindir." değerlendirmesinde bulundu.