Her birey kendinden sorumludur. İnsanlar çevrelerine rahatsızlık vermedikçe yaptıklarından sadece kendileri sorumludur. Günahı, sevabı kendisinindir. Ancak yapılan davranış çevreyi rahatsız ediyorsa bundan hepimiz sorumluyuz.
Kaldırımlarda, yollarda kırılarak atılan bira şişelerini kırılmış şekilde görmek hepimizi rahatsız ettiğini düşünüyorum. Akşam elindeki şişeyi yola veya kaldırıma kırarak atanlar, sabah kalktıklarında akşam kırarak attıkları şişe parçalarını gördüklerinde kendilerininde rahatsız olduğunu düşünüyorum.
Kırılarak atılan bira şişeleri kötülüklerin, hırsın, şiddetin birer göstergesidir. İçki içip, cila çekip ellindeki şişeleri, kutuları rastgele oraya buraya atan zihniyetlerin çevreyi rahatsız etmeye hakları yoktur. Kardeşim kafayı yapıyorsun, mutluluk hormonunu beynine salgılıyorsun neden elinde içtiğin bira şişesini kaldırıma, yola, otobüs duraklarına, çocuk parklarına kırarak atıyorsun? Şişe kırıp attığın yerlerden sabah kendin, ailen, çocuklarında geçecek hatta haince şişe kırdığın parklarda senin kendi çocuklarında oynayacak. Neyin kafasını yaşıyorsunuz sizde hiç mi vicdan yok!
Bu tip konulara devletin mahalli idarelerin bir çözüm bulması imkânsızdır. Yine sonuç eğitimsizlikten, görgüsüzlükten, kaynaklanıyor. Belediyelerin temizlik işlerinde gece gündüz canla başla çalışarak emek verenlerde bizim ailemiz, bizim akrabamız olabilir. Nasıl olsa ben atıp kırsam da arkamdan temizleniyor diye çevreyi kirletip rahatsızlık vererek ahlaksızlık yapmanın anlamı yok.
Neden alkol alıyorsun demiyorum, sadece insanlığa yakışır şekilde, insan gibi davranmak gerektiğini dile getiriyorum. Her birey elindeki şişe, kutu, çöp vb her ne olursa olsun muhafaza edip en yakın çöp bidonuna atmış olsa kötümü olur.
Çözüm, birisi görüp şikâyet ederse 5326 Kabahatler Kanundan ceza yerim korkusunda değildir, asıl çözüm herkesin kendi vicdanındadır.