Prof. Dr. Attila Saygı, “31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü” öncesinde akciğer kanseri hakkında bilgi verdi.
Sadece erkekleri değil kadınları da tehdit ediyor
Her yıl 1,8 milyon kişinin ölümüne neden olduğu bilinen akciğer kanseri dünyada kanser nedeniyle ölümlerde birinci sıradadır. Türkiye’de %25,7’lik oranla erkeklerde en sık görülen kanser olan akciğer kanseri kadınlarda ise %4,8’lik oranla 5. sırada yer almaktadır. Kadınlarda sigara kullanımındaki artış ve zor bırakılması nedeniyle kadınlarda yaygınlık artmaktadır.
Sigarasız bir hayatı tercih edin
Akciğer kanserinin en önemli nedeni (%90 gibi büyük bir oranla) sigara kullanımıdır. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin yanı sıra asbest maruziyeti, radon gazı, ağır metaller, genetik faktörler ve geçirilmiş akciğer hastalıklarından kaynaklanan doku bozuklukları akciğer kanserinin diğer nedenleri arasında yer almaktadır. Sigaraya başlanmasını engelleyecek etkin halk sağlığı politikalarının oluşturulması, tütün ürünlerinin ( sigara, puro, pipo, nargile ) denetim altında tutulması, nikotin bağımlılarına tıbbi ve sosyal destek verilmesi, sigara bırakma tedavisinin devletçe karşılanması ve konuya toplumun farkındalığının artırılması günümüzde en önemli sigara karşıtı yöntemlerdir.
Akciğer kanserinden korunma ve önlemede etkili bir tıbbi yöntem bulunmuyor
Bitkisel çaylar, astımı kontrol altında tutmak için kullanılan inhale steroidler, E vitamini, aspirin, beta carotene, metformin gibi maddelerin akciğer kanserinden korunmada yeri bulunmamaktadır. Akciğer grafisi ve balgam tetkikleri ile yapılan taramanın akciğer kanserini önlemede bir faydasının olmadığı bilinmektedir. Akciğer kanseri için yüksek riskli kabul edilen hastalara düşük radyasyon dozlu ilaçsız Toraks Bilgisayarlı Tomografisi ile tarama yapılması uluslararası rehberlere girmiştir. Ancak yüksek maliyetli olan bu yöntemin faydalı ve zararlı yönlerinin olduğunun bilinmesi ve bu tarama için hastaların bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Geçmeyen öksürük akciğer kanserinin habercisi olabilir
Sinsi bir hastalık olan akciğer kanseri ölüme sebep olabilen en önemli hastalıklardan biridir. Erken tanının önemli olduğu akciğer kanserinde genellikle geç dönem ve ileri evrede tanı konmaktadır. Akciğer kanserinin tanı ve evrelemesinde multidisipliner yaklaşım birinci derecede önemlidir. Hastalık histopatolojik tipi (doku tanısı) , tanının konulduğu evre ve tuttuğu bölgeye göre lokal ve sistemik belirtiler verebilir.
Lokal olarak; Geçmeyen öksürük, kronik öksürüklü kişilerde öksürüğün karakterinde değişiklik, balgam, kan tükürme, göğüs, sırt ve omuz ağrıları, nefes darlığı, hışırtılı solunum, ses kısıklığı, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, pnömoniler
Sistemik olarak; İştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, isteksizlik görülebilir.
Akciğer kanseri en çok beyin, kemikler ve kemik iliği, karaciğer ve böbrek üstü bezlerine metastaz yapar. Bu metastazların yerine bağlı olarak hastada baş ağrısı, denge bozuklukları, felçler, kol ve bacaklarda ağrı ve zayıflama, kemik ağrıları, sarılık gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca kanserin direkt yayılımına bağlı olmayan hormonal; hematolojik; immünolojik; iskelet sistemi ile ilgili ve dermatolojik belirti ve bulgular da görülebilir.
Erken tanı hayat kurtarır
Akciğer kanserinin tanı ve evrelemesinde, kanserin tuttuğu bölgeye göre bronkoskopik, radyolojik ve nükleer tıbbi yöntemler (Bilgisayarlı Tomografi, PET-CT, MRI, USG vs.) , mediastinoskopi, VAMS, VATS, torakotomi gibi cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Önemli olan en kısa sürede ve en az invazif yani girişimsel yöntemi kullanarak doku tanısını koymak, evrelemeyi yapmak ve tedavi yöntemlerine karar vermektir.
Tedavide umut veren gelişmeler var
Akciğer kanseri tedavisinde hastalığın doku tipi ve evresine göre bu konuda deneyimli doktorlardan oluşan multidisipliner bir konseyce karar verilmektedir.
Cerrahi yöntem: Cerrahi müdahalenin tipi, kanserin akciğerdeki yerleşimine bağlıdır. Cerrahi girişimde anatomik olarak bir akciğerin tamamı, bir veya iki lobu veya bir segmenti alınabilir. Tümörün yerleşimi, büyüklüğü ve hastanın durumuna göre cerrahi yapılıp yapılamayacağı belirlenmektedir. Erken evre hastalarda Robotik cerrahi yöntemler bazı merkezlerde yapılabilmektedir.
Kemoterapi ve radyoterapi: Daha hızlı ve kötü seyreden daha çabuk metastaz yapan küçük hücreli akciğer kanserinde kemoterapi ve radyoterapi daha iyi cevap vermektedir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde öncelikle cerrahi tedavi yapılmaya çalışılır, kemoterapi ve radyoterapi olgunun evresine göre uygulanmaktadır.
Radyocerrahi: Son yıllarda erken evre olup tıbbi nedenlerle ameliyat olamayan hastalarda radyocerrahi yöntemler (Whole Body Stereotactic RT, Siberknife RT) kullanılmaya başlanmıştır.
Akıllı ilaç tedavisi: İleri evre ve metastatik olan bilhassa adenokarsinom tipinde ve gen mutasyonu tespit edilen bazı hasta guruplarında akıllı ilaç tedavisi yani hedefe yönelik tedavi uygulanmaktadır.
İmmünolojik çalışmalar: Metastatik ileri evre akciğer kanseri ile ilgili olarak immünolojik çalışmalar (immune check point inhibitors) halen devam etmektedir. İmmünoterapinin amacı bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kanserle savaşına yardımcı olmaktır. İmmünoterapi özellikle, sistemik tedavinin etkili olmadığı 4. evre metastatik hastalarda bir seçenek olarak uygulanabilir. İmmünoterapinin yan tesirleri kemoterapiye göre daha azdır. Ayrıca vücudun immün sistemini kansere karşı hazırlayan aşı çalışmaları da bulunmaktadır.
Akciğer kanseri tanısı konan hastaların sigaraya devamı halinde hastalığın nüksedeceği uyarısı muhakkak yapılmalıdır. Akciğer kanserinde en önemli faktörler sigara ile mücadele, erken tanı ve tedavidir. Bu konuda toplumun farkındalığının artırılması gerekmektedir. Akciğer kanserli hastalara multidisipliner yaklaşım hastalıkla mücadelede başarı şansını artıracaktır.